menu
Blog Uzman mısınız?
Uzman Portalı
Medibulut Blog Cilt Sağlığı Üzerine Uzm Dr. Meltem Hüdaverdi ile Soru-Cevap
Cilt Sağlığı Üzerine Uzm Dr. Meltem Hüdaverdi ile Soru-Cevap
Medibulut Editör

Cilt Sağlığı Üzerine Uzm Dr. Meltem Hüdaverdi ile Soru-Cevap

Medibulut Editör

Sivilce nedir, neden oluşur?

Sivilce, bizim gözenek olarak bildiğimiz yağ bezlerinin yağ salgısını cilt yüzeyine ulaştırdığı kıl folikülünün aslında bir hastalığı ve dünyada en yaygın görünen deri hastalıklarından biridir. Peki, ne oluyor burada? Özellikle ergenlik döneminde hormonlarımızın aktivitesinin artmasıyla bu yağ bezlerinde de aktivite artışı oluyor ve yağ salgısı artık o kadar çok artıyor ki, ölü dokuların da yukarıdan gözeneği tıkaması, buradaki yağ dokunun artması, algının artmasıyla burada bir kist oluşturuyor ve biz buna diyoruz ki kapalı komedon, yani beyaz nokta. Bunun zamanla deri yüzeyine açılması ve havayla beraber temasıyla oksitlenmesi ile de siyah nokta dediğimiz aslında açık komedonumuz oluşuyor. Peki, bundan sonraki aşama ne? Aslında buradaki bu fazla yağ salgısını çok seven, bizim cildimizde de yaşayan, günlük floramızda her zaman bizle olan bakterilerimiz bu yağ salgısının içinde sayısı çok çok artıyor ve buna bizim bağışıklık hücrelerimiz de gelerek burada bir iltihaplanmaya sebep oluyor. Bu da bizim püstül dediğimiz iltihaplı akneye yol açıyor. Peki, bunun bir sonraki aşaması ne? Bu çok daha büyük bir hal aldığında, nodül-kistik, yani daha böyle fındık gibi, nohut gibi gördüğümüz aknelere yol açıyor. Aslında temelde baktığımızda, bu basamaklarla akne oluşumunu açıklayabiliriz, yani tıkanma ve yağ salgısının artması.

Sivilce ve siyah nokta farkı nedir? 

Sivilce ve siyah nokta birbirinden bambaşka şeyler diyemeyiz. Siyah nokta, aslında sivilcenin az önce de bahsettiğimiz gibi ilk aşamalarından biri olarak değerlendirebiliriz, yani devreye o iltihaplı inflamasyon hücreleri girmeden önceki o tıkalı gözeneğe biz açık ve kapalı komedon, yani siyah ve beyaz nokta diyebiliriz.

Cips yemek sivilce yapar mı? Sivilce için hangi beslenme alışkanlıkları önemlidir? 

Cips yemek, sivilce yapar mı? Var, aslında cips, yağlı beslenmek, fast food, glisemik indeksi yüksek gıdalar, basit şekerlerle beslenmek sivilce yapar, yani sivilceyi de şiddetlendirir. Aynı zamanda süt ve süt ürünlerinin de sivilce şiddetini artırdığı gösterilmiştir. Peki, biz nasıl beslenelim? Biraz daha sebze ağırlıklı beslenmek, bu fast food tipi beslenmeden uzak durmak, antioksidanları bol sayıda almak, aknemizin şiddetini azaltacaktır. Beslenmede bunlara dikkat edebiliriz.

Sivilceden kurtulmak için yüz sık sık yıkanmalı mı? 

Sık sık yıkarsak daha az sivilcem olur, görüşü aslında yanlış. Ben hastalarıma günde maksimum iki kez yıkamayı öneriyorum. Çünkü çok daha fazla yıkamayla aslında bizim normal cilt florasını bozuyoruz ve cilt bariyerimize zarar veriyoruz. Bu sefer sekonder cilt hastalıklarına sebep oluyoruz. O yüzden ben diyorum ki, maksimum iki kez yıkayalım.

Güneş koruyucu ve nemlendirici kullanmak sivilce yapar mı? 

Eğer doğru ürünü kullanıyorsak, sivilce yapmaz. Örneğin, yağlı ciltlerin de, aknenin ciltlerin de aslında nemlendirmeye ihtiyacı vardır, sanılanın aksine. Zaten yağlıyım, benim nemlendirmeye ihtiyacım yok, diye bir şey yok. E, cildimizin normal dengesini sağlayabilmek için, yağ dengesini, nem dengesini korumamız için nemlendirici kullanmamız gerekiyor. Ama bu ürünleri nasıl seçmemiz gerekiyor? Non-komedojenik, yani gözeneklerimi tıkamayan ürünler seçmemiz gerekiyor. Bunun yanında bazı firmaların, markaların hem sivilceyi tedavi etmeye yardımcı olacak, salisilik asit, glikolik asit içerikli, hem de güneş koruyucu ya da nemlendirici içerikli kombine ürünleri oluyor. Ve bunları da biz aslında polikliniklerde hastalarımız için seçiyoruz. O yüzden mutlaka kullanıyoruz, özellikle güneş koruyucu ve nemlendirici, herkes için.

Makyaj yapmak siyah nokta ve sivilce yapar mı? 

Ben hastalarıma, makyaj yapmayın, hiçbir zaman demiyorum, çünkü makyaj yapıyorsak, burada birkaç tane önemli nokta var. Bunlardan bir tanesi, makyaj ürünlerinin seçimi. Örneğin, seçtiğimiz fondötenin ya da cilt ürününün gözenekleri tıkamayan, yağlı yapıda olmayacak bir ürün olması bizim için önemli. Mesela, pudra seçiyoruz, kompakt pudralar yerine transparan pudralar seçilebilir. Non-komedojenik yazısını görmek istiyoruz genellikle seçtiğimiz üründe. Bunun dışında, makyajı yaparken kullandığımız fırçaların, süngerlerin temizliği bizim için çok önemli. Haftada bir en az, bunların yıkanmasını istiyoruz ki, öncesinde bu sivilcelerle ya da oradaki bakterilerle bulaşmış fırçalarımızı, süngerlerimizi üzerinde, bunların sayısını artırıp, bir sonraki kullanımda tekrar cildimize bunları bulaştırmayalım. O yüzden, mutlaka temizliği çok önemli. Bunu söylemişken, yastık kılıfı aklıma geldi, makyajdan bağımsız olsa da, bunların da, yani yastık kılıfımızı da aynı şekilde, haftada en azından iki kez değiştirmemiz gerekiyor. Makyaj konusuna döndüğümüzde, şimdi en önemli kısmı söylemem lazım ki, geceleri yüzümüzden makyajı arındırmış mıyız? Bu, aslında makyajın, yani neden makyaj yapılabilir, neden yapılamaz kısmında, neden zarar verebilir kısmında en önemli kısmı bu. Çünkü eğer biz günlük yaptığımız makyajı gecesinde arındırmazsak, o gözeneklerden çıkarmazsak, orayı kendi elimizle tıkamış ve komedona, akneye sebep olmuş oluruz. O yüzden, makyaj yapıyorsak mutlaka çıkarıp uyuyoruz, en önemli kısmı bu.

Ergenlikten sonra sivilce neden çıkar?

Ergenlikten sonra sivilce artışını görebiliyoruz, yine 25 yaş sonrası, "Benim ergenliğimde hiç yoktu, Hocam şimdi neden çıktı?" diyen hastalarımız geliyor, bazen özellikle kadınlarda. Kozmetik aknesi, yani aynı anda birçok farklı ürünü kullanıp, gözenekleri tıkadığı kozmetik aknesi olabiliyor, bunu sorguluyoruz, kullandığı ürünleri sorguluyoruz. Cevap: Yine bunların dışında hormonal akne olabiliyor. Yani, hormon dengesizlikler, bazen polikistik over sendromuyla, bazen böbreküstü bezlerin fazla çalışmasıyla, hidrojenik yönde pozitife geçen, yani androjen baskını ya da androjene duyarlılığının arttığı dönemlerde, özellikle çene bölgesinde olmak üzere, yetişkinde akne sık görebiliyoruz.

Sivilce için hangi ürünler veya ilaçlar kullanılmalı? 

Sivilceler için, aslında bu tamamen hastayı gördüğümüzde kişiselleştirilmiş bir karar oluyor. Yani, krem ya da hap seçimi burada, tedaviye ek dermakozmetik neler ekleyeceğimiz, tamamen hastanın üzerinde, hastanın aknesinin şiddetine, tipine, süresine göre karar vereceğimiz bir süreç oluyor. Yani, burada krem olarak bazen benzoil peroksit, bazen antibiyotik, retinoik asit kullanabiliyoruz. Yine, hap olarak antibiyotikler ve izotretinoin, yani A vitamini türevi hapları kullanabiliyoruz, burada kararımızı hastanın akne tipine göre veriyoruz. Aslında, ve burada önemli olan şey şu: Bazen hastalar geliyor, diyor ki, "Benim arkadaşım bunu kullanmıştı ve ona çok iyi gelmişti. Ben de ona başladım." Kesinlikle başkasının ilacı size iyi gelmeyebilir. Doktor görmeden, dermatolog görmeden herhangi bir ilaca başlamamız gerekir ve bu ilaçlarla beraber de yine dermatologunuzla birlikte bir cilt bakım rutini oluşturmanız gerekir. Neden? Çünkü bazen biz çok kurutucu tedaviler veriyoruz ve önceki yağlı ciltlere uygun bakım ürünleri ikisi birlikte kullanılmıyor, yani iyice kurutabilir hastayı. Biz hastaya verdiğimiz tedaviye uygun yanında da bakım ürünlerini ekliyoruz. O yüzden de kendi başımıza değil, mutlaka doktorumuzla bu kararları vermeliyiz.

Sivilce ilaçlarının yan etkileri nelerdir? 

Sivilce ilaçlarının yan etkilerini, kremler ve haplar olarak ayırırsak, kremlerde en sık gördüğümüz yan etki, sürdüğümüz bölgede kızarıklık, hassasiyet, gerginlik ve yangı hissi olabiliyor. Bu, genellikle geçici, cildin alıştığı sürecin, yani alışma sürecinde yaşadığı problemler oluyor. Ama eğer alışma olamazsa, yani bu, o kişiye fazla geliyorsa, yine bize dönüş yaparak, ilacının değişmesi konusunda ortak bir karar verebiliyoruz. Onun dışında, kullandığımız kurutucu hap tedavileri ile beraberse, amaç, yağ bezelerinden salgıyı azaltmakken, tüm vücutta bir kuruluk hissi yaşayabiliyoruz. Bu, aslında beklediğimiz bir sonuç. Bundan da gözde, burunda, dudakta kuruluk, yine ellerde kuruluk ve bazen çatlamalar yaşanabiliyor, özellikle kış aylarında. Bunlar da, nasıl önleyebiliriz? Cilt nemlendiricileri, özellikle vazelin, yanında taşıması gerektiğini söylüyoruz. Saat başı, aklına geldikçe, hastalarımızın bol bol nemlendirmesi istiyoruz. Yine, bu kullandığımız hapları, yüksek doz kullanmadığımız için, tabii ki, çok sık yaşadığımız, illa olacak şeyler değil, bunlar. Ama yaşarsak da, bize yardımcı olacak, bize destek olacak, bu tip ürünler olacaktır. Yine, bu tedavilere başlarken, hastaların en çok bize sorduğu şeylerden biri, "Bu tedavi benim karaciğerime dokunur mu? Kan değerlerimi yükseltir mi?" Aslında, biz, zaten, ilk tedaviye başlarken, bir bazal değerlerinizi görmek için, sizden kan tahlili istiyoruz. Uygunsa başlıyoruz, değilse, zaten hiç başlamıyoruz ve düzenli aralıklarla da kan tahlillerini görerek, bunun size bir etkisi olup olmadığını, yan etki yaşayıp yaşamadığımızı sorgulayarak, tedaviyi daha güvenli bir aralıkta devam ettiriyoruz. O yüzden, hastalarımızın, aslında, bu konuda çok aklının kalmasına gerek olmuyor, çünkü dermatoloğunuzla beraber, eğer kullanıyorsanız, bu ilacı, olması gerektiği gibi, aslında, sizin güvenliğinizi mutlaka sağlıyordu, doktorunuz.

Sivilce tedavi edilmezse ne olur? 

Bu soru bana poliklinikte de en çok gelen sorulardan biri. "Hocam, ergenlik dönemi değil mi, zaten tedavi olmasa da kendisi geçmeyecek mi?" Evet, geçecek ama bu süre boyunca kişiye psikolojik ve sosyal olarak kendini kötü hissettirebilir, özellikle dış görünümün çok daha önemli olduğu ergenlik çağında kişi kendini sosyal hayattan geri tutabiliyor. Onun dışında, bunun fiziksel olarak da görebileceğimiz sonucu olan sivilce izleriyle iyileşebilir. Sivilce, yani bu, hafif şiddette de olsa, çok az bile olsa, akne izle iyileşebiliyor, bunun da bazı göstergeleri var. Ailede akne ve akne izi çoksa, özellikle sivilce uzun sürdüyse, yine nodül kistik dediğimiz büyük sivilcelerimizi sivilcelerimizi izle iyileşecektir ve izlerin tedavisi aknenin tedavisinden çok çok daha zor oluyor, o yüzden sivilce varsa iyileştirin.

Burundaki siyah noktalar nasıl geçer? Siyah noktaları önlemenin yolları nelerdir? 

Burundaki siyah noktalar, yani açık komedonlar için, biz aslında en çok önerdiğimiz şey medikal cilt bakımı, yani o gözeneklerin uzmanlar tarafından tamamen boşaltılmasıyla bu tedavi başlasın. Sonrasında da hasta kendi rutiniyle o bölgenin temizliğini, yani gözeneklerin temizliğini korusun istiyoruz. Bunun için de, neler yapıyoruz? Evde hastalara neler öneriyoruz? AHA, BHA içeren temizleme jelleri ile o gözeneklerin temizlenmesi, yine haftada bir ya da iki kez olarak başlanıp her gün olacak şekilde sonunda retinoik asit kullanımı, yani geceleri retinoik asitle üst derinin o gözenekleri tıkayacak ölü derilerin ortadan kaldırılmasını öneriyoruz. Onun dışında da haftada bir ya da iki kez yine maske ve peeling siyah noktalar için uygulanabilir.

Siyah nokta temizleme aletleri veya siyah nokta bantları güvenilir mi?

Ben hastalarıma evde siyah noktaları temizlemeyi önermiyorum. Çünkü biz bu siyah noktaları temizleyelim derken, evde steril olmayan şartlarda yaptığımızda, daha büyük bir enfeksiyona yol açabiliyoruz. Yine aynı şekilde, biz bu siyah noktaları temizlerken, aslında gözenek de iz bırakarak, çukurluklar bırakarak temizleyebiliriz kendimiz. O yüzden, evde siyah nokta temizliği çok fazla önerdiğimiz bir şey değil. Yine aynı şekilde, siyah nokta bantları, yani cilde tamamen o yapışkanlarla yapışıp, bu siyah noktaları çeken bantları da, bu yapışkanların cilt bariyerini bozması, orada tahrişe sebep olması, bazen sekonder cilt hastalıklarına sebep olması nedeniyle, siyah nokta bantlarını da önermiyorum.

Sırt bölgesindeki sivilceler neden olur ve nasıl geçer? 

Sırt bölgesinde oluşan sivilcelerin de mekanizması, aslında az önce bahsettiğimiz akne mekanizması, yani yağ bezlerinin fazla yağ salgısı yapması ve üst derideki ölü hücrelerin, ölü deri hücrelerinin gözeneği tıkaması. Peki, neler artırıyor sırt sivilcelerini diye bakarsak, özellikle spor sonrası hemen duş almamak, bunu artıran faktörlerden biri. Yine sentetik yapılı kıyafetler giymek, bunu, terlemeyi artıracağı için, yine tetikleyici biri oluyor. Onun dışında, özellikle uzun saçlı kadın hastalarımızda, saç kremini durulamayı, duşun en sonuna bıraktığımızda, vücuttan arındırmamış da, yine gözenekleri tıkayarak sivilceye sebep olabiliyorlar. Bunun dışında, bazı kullandığımız ilaçlar, B12, biyotin ya da özellikle sporla uğraşanlarda, protein tozu alımı, vücut aknesini de artırabiliyor. Bunları önlemek için ne yapabiliriz? Yine, yüz için kullandığımız, salisilik asitli yıkama jellerini, banyolarda, vücudumuz için kullanabiliriz. Bunun dışında, pamuklu kıyafetler ve çamaşırlar seçebiliriz. Eğer gerekirse, aldığımız bu önlemler yetmezse de, dermatoloğumuzla beraber, medikal tedaviye başlayabiliriz.

Kalça bölgesindeki sivilceler neden olur ve nasıl geçer? 

Kalça bölgesindeki sivilcelerde de, diğer vücut akneleri gibi, aslında benzer mekanizma; yine kıl kökünün o bölgede fazla yağ salgısı ve tıkanmasıyla oluyor. Ama bu bölgede ekstra olarak bir de inflamasyon, sürtünmeye, dar kıyafetler giymeye, bütün gün oturmaya bağlı olarak o bölgede ekstra sivilce görebiliyoruz. O yüzden, biz ne öneriyoruz? Yine, vücudu yıkarken salisilik asitli yıkama jelleri ve bunun yanında da bol kıyafetler ve pamuklu kıyafetler giymeyi öneriyoruz.

Sivilceleri sıkmak zararlı mıdır? 

Kesinlikle zararlıdır. Yani, herhangi bir dermatologdan sivilceyi sıkabilirsiniz duyamazsınız. Sivilceleri neden sıkmıyoruz peki? Bizim boşaltmak istediğimiz içeriği dışarı vermenin yanında, aslında biz jelin alt katmanlarına da ulaştırmış oluyoruz istemsizce ve çok daha büyük bir enfeksiyona yol açabiliyoruz. Bunun yanında, sivilce izlerini de, beklenenden çok daha büyük, daha kötü bir iyileşme ile sonuçlanmasına kendi elimizle sebep olabiliyoruz. O yüzden, sivilcelerin boşaltılmasını, sıkılmasını asla istemiyoruz. Bunun yanında, eğer mesela ileriki günlerde önemli bir etkinliği olanlar, bir ya da iki tane sivilcesi çıkanlar ve kurtulmak isteyenler, hızlıca bunların yok olmasını isteyenler, akne bantlarını kullanabilir.

Yüzdeki sivilce izleri için ne gibi tedaviler uygulanabilir? 

Yüzdeki sivilce izleri için hem evde yapılabilecek tedavi yöntemleri hem de polikliniklerde, hastanelerde yapılabilecek tedavi yöntemleri var. Ama bunun öncesinde, bu sivilce izinin tipi nedir, ona göre daha çok konuşabiliriz. Örneğin, bazıları deriden kabarık, bazıları deriyle aynı yüzeyde ama rengi farklı, açık ya da koyu iyileşen olabiliyor. Ama bizim en çok konuştuğumuz, aslında deriden çukurluk oluşturarak iyileşen sivilce izlerinden şikayetle geliyorlar bize. Peki, bunlar için neler yapılabiliyor? Öncelikle, hastanede yapabileceğimiz şeylerden bahsedelim. Bu çukur şeklinde iyileşen sivilce izlerinin bazıları, aslında alt deriye fibroz bantlarla bağlı, yani onu aşağı çeken bir fibroz bant var. Biz, bu sivilce tedavisinin, yani sivilce izi tedavisine başlarken, öncelikle bu bantları kesip, ayrıştırıp, derinin çok daha kolay tedaviye yanıt vermesi için subsizyon işlemi yapıyoruz. Bunun yanında, serbestleşmenin, kolajen üretimini artırarak, daha da düzleşmesi, daha cilt düzeyinde olması, tek pürüzsüz bir cilt oluşturması için de kolajeni uyarmamız gerekiyor. Bunun için ne yapıyoruz? Biz kliniklerde, cilde aslında bilinçli hasar veriyoruz. Yani, bunu bazen mikro iğneleme yöntemleriyle, bazen fraksiyonel lazerle, bazen iğneli radyofrekans dediğimiz altın iğne yöntemleriyle yaparak, aslında orada yere iyileşmesi sağlanırken, kolajeni artırarak, cildin daha, hani yüzeyinin, o derinliğinin, çukurun dolmasını istiyoruz. Ve bunları yaparken, yaptık ama yine de istediğimiz kadar o çukur dolmadıysa, bazen hiyalüronik asit içeren dolgularla bu çukurları alttan destekleyebiliriz. Yine, PRP, mezoterapi işlemleri, kolajeni artırmak için bizim hastaya destek olarak uyguladığımız tedaviler. Kliniklerde genellikle yaptıklarımız böyle. Peki, evde biz ne yapabiliriz? Kendimiz evde de daha eksfolyatif ürünler, yani bunlar nedir? Alfa hidroksi asit, beta hidroksi asit ve retinoik asitler. Bunları nasıl kullanıyoruz? Zaten cilt temizliğinde kullanırken, bu sisilik asit, glikolik asit tarzı şeyleri, artı bir de haftada bir ya da iki kez maske olarak, yani peeling etkisinden faydalanmak için bu içerikleri peeling olarak yapabiliriz. Onun dışında, geceleri özellikle retinoik asit öneriyoruz. Yani, bu retinoik asidi zaten, hani daha önce bahsettik, yüzeyi düzgünleştirmek için, aynı zamanda oradaki yağ bezelerinin salgısını azaltmak için kullandığımız gibi, kolajeni uyarması için de aslında kullanıyoruz. Yani, gecesinde retinoik asit kullanıyoruz, gündüzünde cildi yenileyebilen sika kremler ya da madecassoside içeren kremler kullanıyoruz, mutlaka güneş koruyucu kullanıyoruz, haftalık peeling yapıyoruz. Evde de alabileceğimiz önlemler, ya da hani izler için yapabileceğimiz tedaviler, bunlar oluyor.

Hormonal değişiklikler sivilceyi nasıl etkiler? 

Hormonal değişikliklerin en güzel örneği, aslında bizim ergenlik çağımızda yaşadığımız akne problemi. Yani, androjenik hormonlarımız artış gösterdiğinde, yağ bezlerimiz büyüyor, salgısı artıyor ve bu şekilde de aslında o tıkanmalar, akneler başlıyor ve bunu ergenlerin %90'ında da görüyoruz. Peki, bunun dışında nasıl bir hormonal etkilenme, ileriki yaşlarda da devam ediyor? Örneğin, polikistik over sendromu gibi, androjenik hormonların artış gösterdiği ya da duyarlılığın arttığı hastalıklarda, biz yine, özellikle çene bölgesinde, 1/3 yüzün alt bölgesinde sivilce artışına rastlıyoruz. Bunun yanında, bize bunu çağrıştıracak, bu hormonal akne mi diye düşündürecek bazı bulgular oluyor. Özellikle, erkek tipi saç dökülmesi, kadınlarda gördüğümüzde ya da çenede ya da yüzde kalın, siyah kıllar görmeye başladığımızda, adet düzensizliğinden hasta bahsettiğinde, hormonal akne konusu da bize aslında uyarıcı oluyor. Hormon tahlillerini istiyoruz ve bunun dışında da gerekirse, kadın doğuma yönlendiriyoruz. Normal bizim her zaman kullandığımız sivilce ilaçlarının yanında, ekstra hormon düzenleyici ilaçlarla tedavimize devam ediyoruz.

Güneş koruyucular her mevsim kullanılmalı mı ve SPF değeri ne olmalı? 

Güneş koruyucular her mevsim kullanılmalı. Hatta ben hastalarıma hep şunu söylerim: evin içinde ya da dışında, yaz ya da kış fark etmez, sizin yüzünüzde güneş koruyucu olmalı. Neden? Çünkü bulutun arkasında olsa bile, camın arkasında olsa bile, güneşin aslında ultraviyole ışınları cildimize ulaşıyor ve biz de vereceği hasarı engelleyemiyoruz eğer güneş koruyucu kullanmıyorsak. O yüzden kışın belki 30 faktöre minimum kullanabiliriz, ama yazın mutlaka 50 faktör güneş koruyucu kullanmanızı öneriyorum.

Kış aylarında cilt bakım rutini nasıl olmalı? 

Kış aylarında hepimizin bildiği gibi havanın kuruması, yine kaloriferler, iç havanın kurumasıyla cildimiz daha kurumaya yönelik bir eğilim gösteriyor ve burada yapmamız gereken, belki de ilk şey, nemlendirme sayımızı günlük olarak iki katına çıkarmak olabilir. Yine kullandığımız nemlendiricilerin daha yağlı formlarını seçebiliriz ki, nemi cildimizde hapsedecek, daha nemlendirici yıkama ürünleri seçebiliriz. Onun dışında banyoda ya da ellerimizi yıkarken çok sıcak su kullanmamayı öneriyoruz. Bunların dışında, yine kış aylarında özellikle soğukla teması kesmemiz için, mutlaka eldiven, fiziksel korunma da öneriyoruz.

Gül hastalığı nasıl tedavi edilir ve kızarıklığı azaltmak için neler yapılabilir? 

Gül hastalığı, yani rozasea, aslında bizim damarlarımızın hiperreaktivitesi, dış etkenlere fazla cevabıyla gerçekleşen bir hastalık. Bundan da ne görüyoruz? Genellikle kırmızı bir cilt. Onun dışında, bazı türlerinde üzerlerinde akne benzeri püstüller olan, başka bir çeşidi var, sadece burnu tutan, sadece gözü tutan gül hastalıkları var. Peki, biz tedavide neler yapıyoruz? Rozasea hastalarımız için, medikal tedavide, kremler ve haplar kullanıyoruz. Onun dışında da, bu eritemi azaltmak için kullandığımız IPL, BBL lazer tedavileri, yine damar çatlaklarını yok etmek için, telanjiektazileri yok etmek için de kullandığımız endiyak lazerler var. Bunların yanında, roza hastalarına iyi gelen içeriklerden, çay ağacı yağı, niasinamid, enoksolon, yine bazı antioksidanları, hastalarımıza günlük cilt bakımında rutininde öneriyoruz.

Cilt tipine göre gündüz veya gece kremlerinde aranılan özellikler neler olmalı?

Biz kremleri, neden gündüz, neden gece kullanıyoruz, bundan bahsedelim. Özellikle gece kullandığımız kremler, cildin turnover'ı, yenilenmesi, geceleri arttığı için, anti-aging kremlerimizi çoğunu biz gece uyguluyoruz. Onun dışında, cildimiz geceleri nem kaybına daha fazla uğruyor ve bu sebepten de yoğun nemlendirici içerikleri de biz gece sürüyoruz. Yine, gündüz kullanamadığımız bazı içerikler var, güneşle bir araya geldiğinde reaksiyon verebiliyor, biz yine bu kremleri aynı şekilde geceleri uyguluyoruz. Gündüz ne kullanıyoruz? Peki, gündüz daha çok bize dış etkenlerden koruyacak, yani oksidatif stres yaratacak etkenlerden koruyacak antioksidan serumlarımızı, güneş koruyucularımızı ve çok daha hafif nemlendiricilerimizi kullanıyoruz.

Antioksidan içeren cilt bakım ürünlerinin faydaları nelerdir? 

Öncelikle antioksidanlar ne işe yarar, buna bakalım. Sigara, alkol, hava kirliliği, güneş, stres bunların tamamı vücudumuzda aslında serbest radikal oluşmasına sebep oluyor ve bu serbest radikaller de o dengesizliklerle bizim sağlıklı hücrelerimize, cilt hücrelerimize hasar veriyor. Antioksidanlar burada devreye girerek bu serbest radikalleri aslında stabilize ederek ve bize olan zararını engelliyor. Peki, antioksidan olarak nereden alıyoruz, nasıl korunacağız bundan bahsedelim. Öncelikle, yeşil yapraklı sebzeler aslında doğal antioksidanlar. Onun dışında turunçgiller, kırmızı meyveler, yeşil çay, bunlar en iyi bildiğimiz antioksidan yiyecekler. Bunlarla korunduğumuz gibi, cildin kendisini korumak için birkaç kat daha fazla etki etsin diye de biz bazı aktif içerikler kullanıyoruz. Peki, bu içerikler neler? C vitamini, E vitamini, ferulik asit, karnozin, resveratrol, yeşilçay, bu aktif içerikleri de biz cildimizin üzerine direkt uygulayarak da aslında bu serbest radikal oluşumunu engelleyebiliyoruz.

Cildin erken yaşlanmasını önlemek için hangi yaşta hangi önlemler alınmalı?

Bu sorunun cevabını 20'li yaşlar, 30'lu, 40'lı yaşlar olarak belki de ayırabiliriz. Özellikle aslında çocukluk çağından itibaren yapılması gereken şey, tabii ki güneşten koruma. Yani, biz ne kadar az güneşe maruz kalırsak, ne kadar çok güneşten hasar görmeyi önlersek, o kadar az yaşlanacağız. Ama onun dışında neler yapabiliriz, biraz ona bakalım. 20'li yaşlarımızda, özellikle bence en önemli şey, temizleme. Yani, birçok kişi bunu atlayabilir; gece, özellikle makyajını temizlemeden, yüzünü temizlemeden insanlar uyuyabiliyor ve bu, sonraki yaşlarda aslında bize daha hızlı yaşlılık olarak dönüyor. Neler yapacağız peki? Aslında basit bir rutin yeterli, 20'li yaşlar için; henüz kolajen sentezi çok da yavaşlamış değil. O yüzden, ne yapalım? Yıkayalım, temizleyelim, nemlendir, güneşten mutlaka koruyalım. Ama onun dışında da, "Ben bir şeyler ekleyeyim, birazcık daha bana yatırım olsun" derseniz, özellikle haftada birkaç gün C vitamini, haftalık 2ü kez belki de retinoik asit başlanabilir, 20'li yaşlar için. Onun dışında, bazı kişilerde, özellikle fazla mimik yapanlarda, çok ekstra kırışıkların başladı diyenlerde, 25 yaşından itibaren botoks uygulamaları da başlayabiliyor. Yine, "Çok nemsiz, çok hani bana yetmiyor, nemlendirmeli" diyenler için de, 25 yaşından itibaren mezoterapi, PRP tarzı uygulamalara da başlayabiliyor. 30'lu, 40'lı yaşlarda artık retinoik asit, yani anti-aging kremler bizim cilt bakım rutinimizin bir parçası olmalı. Neden? Çünkü kolajen üretimimiz artık azalmaya başlıyor, yani eskisi gibi üretemiyoruz ve biz bunu desteklemeliyiz. Ne yapalım? Peki, gündüzleri yine C vitamini, yine güneş koruyucu, akşamları temizleme, nemlendirme ve aynı şekilde retinoik asit mutlaka kullanıyoruz. Onun dışında, cilde ihtiyacı olan nemi vermek için, yani desteklemek için, dışarıdan da nem aşıları, gençlik aşıları, artık birçoğumuz duymuşsunuzdur, bu tip tedavileri de 6 ayda bir belki, cildimizi desteklemek için uygulamaya başlayabiliriz. Yine, botoks uygulamaları, 30'lu yaşlardan itibaren de öneriyoruz.

Cilt sağlığı üzerinde sigara ve alkolün etkileri nelerdir?

Sigara ve alkol bize neler yapıyor, ayrı ayrı bakalım. Sigara, öncelikle hücrelerin, cilt hücrelerimizin oksijenizasyonunu bozarak, aslında oradaki kolajen ve elastin üretimini azaltıyor. Bu da ne demek? Cilt, cildin sıkılığını, cildin elastikiyetini kaybetmesi, daha hızlı kırışması, daha mat bir görüntüde olması demek. Yine, sigara, cilt tonu eşitsizlikleri yaratıyor. Yani, daha sarı, daha gri tonlu bir cildimiz oluyor. Bunun dışında, serbest radikalleri artırarak, inflamasyonu o bölgede artırıyor ve cilt kalitemizi kesinlikle düşürüyor, nemi azaltıyor. Alkolün etkilerine gelecek olursak, öncelikle dehidratasyon etkisiyle cildimizin nemsiz kalması sebep oluyor. Yine, oksidatif stresi artırarak, inflamasyonu artırıyor ve bunun sonucunda akne oluşumunu artırabiliyor. Yine, kılcal damarları reaktif hale getirerek, yüzümüzde aktif bir eritem, sürekli bir eriteme de sebep olabiliyor.

23 Şubat 2024 Cuma

Medibulut Editör
Medibulut Editör Diğer branş